Kimileri şanslı doğar! Lüks bir semtte yaşar, iyi okullarda okur, kolay iş bulur, en güzel kızı kapar, babası ona en iyi arabayı alır. Hayat kolaydır onun için.
Kimileri de şanssız doğar!
Yoksul bir mahallede yaşar, iyi okullarda okuyamaz, iş bulamaz. Doğduğu gün kaderi çizilmiştir, zor bir hayatın içine düşer… Dener, çabalar ama çoğu zaman başaramaz, tutunamaz. Bir şekilde suça bulaşıp sabıkalı olma dışında başka bir alternatifi olmaz hayatta..
Ama başka ne yapabilir ki? Yaşadıkları onların tercihi değildir, pisliğin içine doğmuşlardır sonuçta. Etiketi yapıştırmak kolaydır;
Sokak serserisi. Mahalle delikanlısı…
Aynı Uras gibi…
Geçmiş günahların gölgesi uzun olurmuş. Ne geçmişi peşini bırakacaktır ne de ona sokak serserisi gözüyle bakanların zulmünden kurtulacaktır Uras... Ama kaderine ters gidecektir… Yeni arkadaşları, yeni ortamı, yeni şehir aracılığıyla hayatını değiştirmeye, düzeltmeye, içine doğduğu çukurun pisliğinden kurtulmaya çalışacaktır…
Bazılarımız o gence, el uzatmak, bir ışık olup önünü aydınlatmak, kaderini değiştirmek isteriz. Bir sokak serserisinin kendisine uzatılan eli tutması ve ışığa doğru ilerlemesinin hikayesi ES-ES.
Uras yeni umutların şehrine yol alacaktır. Eskişehir (namıdiğer ES-ES)’e Onun için bütün bu olanlar yeniden doğmaktır. Hele bir de aşık olduğu zaman…